CRM Medya Yönetici Ortağı Berk Hisoğlu Sosyal Medya ve Kriz İletişimi: Anlık Tepkilerin Gücü hakkında konuştu;

Sosyal medya, günümüzde milyonlarca kişiye anında ulaşma yeteneğine sahip, güçlü bir araç haline gelmiştir. Bu hızla yayılan bilginin gücü, kriz zamanlarında hayati bir öneme sahip olabilir. Bir kriz anında, ilk saatler ve verilen ilk tepkiler, halkın ve diğer paydaşların algısı üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilir. Örneğin, bir şirket hakkında olumsuz bir yorumun sosyal medyada viral hale gelmesi durumunda, şirketin itibarı tehlikeye girebilir. Bu gibi durumlarda şirketin sosyal medya üzerinde hızla, şeffaf ve doğru bir şekilde tepki göstermesi gerekir. Ancak kriz anında verilen hızlı tepkiler kadar, kriz öncesi sosyal medya stratejilerinin proaktif bir şekilde planlanması da hayati bir öneme sahip olabilir. Özellikle, sosyal medyada sürekli olarak şirket veya marka hakkında neler konuşulduğunun takip edilmesi, olası bir krize karşı hazırlıklı olmayı sağlar. Olumsuz bir durum fark edildiğinde, doğru sosyal medya platformunda, empatik ve şeffaf bir iletişimle hedef kitleye yaklaşmak, şirketin itibarını korumada kritik bir rol oynar. Sonuç olarak, sosyal medya kriz iletişiminde kritik bir araçtır ve doğru kullanıldığında, kurumlar ve markalar kriz anlarında daha dayanıklı hale gelir.

Sosyal Medyanın Kriz Anında Rolü

Sosyal medya, günümüz dünyasında giderek artan bir öneme sahiptir ve kriz anlarında bu rolü daha da belirginleşir. Bu platformlar, bilginin hızla yayılmasını sağlayarak, doğal afetler, terörist saldırılar veya pandemiler sırasında insanların en güncel bilgilere anında erişmelerine olanak tanır. Ancak bu bilgi akışının yanı sıra sosyal medya, yardım çağrıları, bağış kampanyaları ve destek grupları oluşturma gibi krizle mücadelede hayati önem taşıyan etkinliklerin koordine edilmesinde de kritik bir role sahiptir. Bu olumlu etkilerinin yanında, sosyal medyanın kriz anlarında olumsuz yönleri de vardır. Yanıltıcı bilgilerin veya asılsız haberlerin hızla yayılması, toplumsal panik yaratma potansiyeline sahiptir. Bu durum, krizlerin yönetilmesini daha da zorlaştırabilir. Ayrıca, olaylar gerçekleşirken sosyal medya üzerinden yapılan anlık paylaşımlar, hükümetlerin ve ilgili otoritelerin gerçek zamanlı tepkilerde bulunmasını zorunlu kılar. Bununla birlikte, sosyal medyanın kriz anında sağladığı en değerli avantajlardan biri, etkileşim ve diyaloğun teşvik edilmesidir. Bu platformlar sayesinde insanlar olaylar hakkında sorular sorabilir, endişelerini dile getirebilir ve bilgi alışverişinde bulunabilirler. Kısacası, sosyal medya kriz anında çift taraflı bir kılıçtır: doğru kullanıldığında toplulukları bir araya getirebilir ve yardımın organize edilmesine yardımcı olabilir; ancak yanlış ve bilinçsiz kullanıldığında da panik yaratma potansiyeline sahiptir.

Sosyal Medya Kriz İletişimi Örnekleri

Sosyal medya, markalar ve şirketler için hem büyük fırsatlar sunan hem de potansiyel riskler taşıyan bir alan olarak karşımıza çıkar. Bu risklerden biri, kriz iletişimidir. Örneğin, 2017'de United Airlines ile yaşanan bir yolcunun uçaktan zorla çıkarılması olayı sosyal medyada büyük yankı buldu. Başlangıçtaki yanıtın yetersizliği, şirketin daha sonra daha empatik bir yaklaşımla özür dilemesine neden oldu. Aynı yıl, Pepsi'nin Kendall Jenner'ın rol aldığı ve protesto hareketlerini hafife alan bir reklamı sosyal medyada büyük tepki çekti. Pepsi, hızla özür dileyerek reklamı geri çekmek zorunda kaldı. Bir başka örnek, 2018'de H&M'in bir çocuk model için kullandığı "Ormanın En Havalı Maymunu" yazılı sweatshirt'ten kaynaklandı. Sosyal medya üzerinden büyük tepkiler alan H&M, ürünü piyasadan kaldırarak özür diledi. Aynı yıl içerisinde Starbucks, Philadelphia'da iki siyahi müşterinin tutuklanması olayıyla gündeme geldi. Marka, bu krizi yönetmek adına hızla sosyal medya üzerinden özür diledi ve çalışanlarına duyarlılık eğitimi vermek için mağazalarını bir gün kapattı. Tesla'nın CEO'su Elon Musk ise Twitter'daki paylaşımlarıyla zaman zaman şirketin hisse değerlerini etkileyebiliyor, bu da sosyal medyanın kriz potansiyelini gösteriyor. Bu örnekler, markaların sosyal medya krizleriyle nasıl başa çıktığını ve hızlı, doğru iletişimin önemini vurgulamaktadır.

Seramiksan, “Tasarımın Banyo Hali” yarışmasını kazanan projeyi üreterek UNICERA’da sergiledi Seramiksan, “Tasarımın Banyo Hali” yarışmasını kazanan projeyi üreterek UNICERA’da sergiledi

Etkili Kriz İletişimi için Stratejiler

Kriz anları, organizasyonlar için oldukça hassas ve kritik dönemlerdir. Bu dönemlerde doğru iletişim, kurumun itibarını korumak için kilit bir rol oynar. Bu nedenle, potansiyel kriz senaryoları için önceden stratejik planlar hazırlamak, kriz anında panik ve hatalı kararların önüne geçebilir. Ancak planlamanın yanı sıra, kriz anında doğru bilgiye hızla ulaşmak da büyük önem taşır. İlk ağızdan gelen bilginin doğru, net ve zamanında olması, yanıltıcı bilgi ve söylentilerin yayılmasını engelleyebilir. Günümüzde teknolojinin sunduğu imkanlardan da yararlanmak gerekmektedir. Sosyal medya, mobil uygulamalar ve diğer dijital platformlar, kriz anında hızlı ve etkili iletişim kurma potansiyeline sahiptir. Ancak bu platformların kullanımı önceden planlanmalı ve kriz anında etkin bir şekilde devreye alınmalıdır. Son olarak, yaşanan krizin ardından bir değerlendirme yapmak ve iletişim stratejilerinin etkililiğini analiz etmek, gelecekteki krizlere daha hazırlıklı olma kapasitesini artırır.

Sosyal Medya İzleme ve Analizi

Sosyal medya izleme, markaların, bireylerin veya organizasyonların sosyal medya platformlarında ne hakkında konuşulduğunu takip ettiği bir süreçtir. Bu, belirli anahtar kelimeler, hashtag'ler veya belirli konuların izlenmesiyle gerçekleşir. Peki bu neden bu kadar önemlidir? Birçok sebebi vardır. İlk olarak, reputasyon yönetimi için kritiktir. Olumsuz yorumlar veya eleştiriler hızla yayılabilir ve bu tür geri bildirimleri erken tespit etmek, etkili bir müdahale için önemlidir. İkinci olarak, sosyal medya izleme, markaların pazar araştırması yapmasına yardımcı olabilir. Müşteri ihtiyaçları, beklentileri ve genel eğilimler hakkında sürekli bilgi sağlar. Son olarak, bu süreç, rakiplerin faaliyetlerini ve stratejilerini anlamak için de kullanılabilir. Başarılı bir sosyal medya izleme ve analiz stratejisi oluştururken, doğru anahtar kelimelerin seçilmesi, en aktif olunan saatlerin ve günlerin belirlenmesi, duyarlılık analizinin yapılması ve kampanya performansının düzenli olarak değerlendirilmesi kritik öneme sahiptir. Bu stratejiler, sosyal medya varlığınızı maksimize etmenize ve daha bilinçli pazarlama kararları almanıza yardımcı olabilir.