Sosyal medyanın kaygı, depresyon ve yalnızlık gibi sorunların bulguları çıktı

DİYARBAKIR GAZİ YAŞARGİL EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ ACİL PSİKOSOSYAL VE KRİZE MÜDAHALE BİRİMİNDE GÖREVLİ PSİKOLOG RAHİME HACIOĞLU POLAT, "SOSYAL MEDYANIN KAYGI, DEPRESYON, YALNIZLIK GİBİ SORUNLARA YOL AÇABİLECEĞİ BULGULAR VAR. ÖZELLİKLE İNSANLARIN SOSYAL MEDYADA SAHİP OLDUĞU OLUMLU BULDUĞU VE NE KADAR İYİ İLİŞKİLERİN OLDUĞU, NE KADAR İYİ YAŞAMLARIN OLDUĞU İLE İLGİLİ DAHA SIK PAYLAŞIMLARININ OLMASI İNSANLARIN KENDİLERİNİ DİĞERLERİYLE KIYASLAMALARINA YOL AÇIYOR" DEDİ.

Abone Ol

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Psikososyal ve Krize Müdahale Biriminde görevli Psikolog Rahime Hacıoğlu Polat, "Sosyal medyanın kaygı, depresyon, yalnızlık gibi sorunlara yol açabileceği bulgular var. Özellikle insanların sosyal medyada sahip olduğu olumlu bulduğu ve ne kadar iyi ilişkilerin olduğu, ne kadar iyi yaşamların olduğu ile ilgili daha sık paylaşımlarının olması insanların kendilerini diğerleriyle kıyaslamalarına yol açıyor" dedi.

Sosyal medya platformlarının sürekli kullanımının insanların psikolojik sağlığı üzerinde etkilerinin olmasından endişe duyduklarını belirten Psikolog Rahime Hacıoğlu Polat, sosyal medyanın kaygı, depresyon ve yalnızlık gibi sorunlara yol açabileceğini söyledi.

Sosyal medyanın fazla kullanımının insanları kişiler arası ilişkilerinde bozulmalara yol açabileceğini ve özellikle gençlerde ve çocuklarda sosyal medya kullanımının çok sınırlı olması gerektiğinin altını çizen Polat, sosyal medya kullanımının pandemi ile birlikte arttığını, vatandaşların sosyal medya kullanırken ekran sürelerine dikkat etmeleri gerektiği uyarısında bulundu.

Sosyal medyanın insanlar üzerinde etkisinin oldukça geniş olduğunu belirten Polat, şöyle konuştu:

"Başta insanların sosyal medya kullanımıyla birlikte iletişim şekillerinin değiştiğini ve bu platformların insanlar arasındaki bağlarını güçlendirdiğini görebiliyoruz. Ancak sürekli kullanımın insanların psikolojik sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili yapılan çalışmalarda ciddi endişeler var. Özellikle insanların sosyal medyada sahip olduğu olumlu bulduğu ve ne kadar iyi ilişkilerin olduğu, ne kadar iyi yaşamların olduğu ile ilgili daha sık paylaşımlarının olması insanların kendilerinin diğerleriyle kıyaslamalarına yol açıyor. Bu kıyaslamalarda da kendi yaşam standartlarında, kendi sahip oldukları kaynaklarla ilgili çelişki yaşamalarına yol açabiliyor ve buda çeşitli ruhsal zorluklara yola açmış durumda. Aynı zamanda sosyal medyanın fazla kullanımı da insanları kişiler arası ilişkilerinde bozulmalarına yol açabilir."

“Gençler ve çocukların sosyal medyadan uzak durması gerekiyor”

Sosyal medya kullanımına bağlı insanların algı hızlarında ve konsantrasyonunda ciddi zorlukların ortaya çıktığını kaydeden Polat, “Özellikle gençlerde ve çocuklarda sosyal medya kullanımının çok sınırlı olması gerekiyor. Sadece sosyal medya platformlarının değil, aynı zamanda ekran süresinin de çok sınırlı olması gerekiyor. Ekran süresinin kullanımının sıklığı ve ne için kullanıldığı da çok önemli. Sadece çocuk ve ergenler için değil aynı zamanda yetişkinler için de ekran süresinin sınırlandırılması gerekiyor. Özellikle dijital arınma gibi stratejilerin kullanılıyor olması lazım" diye konuştu.

"Çocuklar için ekran süresi 3 yaşına kadar kesinlikle ekrandan uzak tutulması gerekiyor" diyen Polat, "3 yaşından sonra da 3 ila 5 yaşındaki çocuklar için özellikle ekran süresinin en fazla 1 saat olmasını öneriyoruz. Burada çocukların ekrana mağduriyetinde esas kritik olan bu ekran süresi dışında da çocukların yeterli fiziksel aktivite imkanına sahip olmaları, oyun alanına sahip olmaları önemli. Pandeminin şu anda yol açtığı sonuçlarla ilgili henüz yeni çalışmalar yapılıyor. O yüzden de muhtemelen sosyal medya kullanımının pandemiyle birlikte artmış olabileceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.