Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Stratejik planımızın hayata geçirilmesi hususunda adımlarımızı hızlı bir şekilde sahada atıyoruz. İnşallah yapacağımız tüm çalışmaları 3 yılda tamamlayacak, Marmara’da bir daha müsilaj gibi bir sorunla karşı karşıya kalmayacağız” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu ve TÜBİTAK Ortak Girişimi ile düzenlenen TÜBİTAK Müsilaj Araştırmaları Çağrısı Projeleri Sanal Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşan Bakan Kurum, müsilaj sorunu ortaya çıkmadan önce denizlerin temizlenmesi için çalışma başlatıldığını ve bu kapsamda devam eden çalışmalar neticesinde Marmara Denizi’nde bir daha müsilaj sorunu ile karşılaşılmayacağını söyledi. Bakanlık olarak denizlerde yaşanan kirlilik türlerine ve çözümlerine dair çalışmaların aslında müsilaj probleminden çok önce başladığını belirten Bakan Kurum, “2014 yılından itibaren Marmara Denizi’nde 91, tüm denizlerimizde ise 364 noktadan denizlerimizdeki su kalitesini TÜBİTAK-MAM ve ODTÜ ile işbirliği içerisinde düzenli olarak izliyoruz. 2017 ve 2019 yıllarında Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme ve Değerlendirme Sempozyumu gerçekleştirdik. Sempozyumun sonuç bildirgelerini alanında uzman çok sayıda bilim insanının katkıları ile ortaya koyduk. Yine izleme sonuçları doğrultusunda tek boyutlu Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi’ni (MARMOD Faz 1) 2017 yılında başlattık. Marmara Denizi’nin dijital ikizini oluşturacağımız üç boyutlu MARMOD Faz 2 projesini ise henüz müsilaj problemi ortaya çıkmamışken 2021 yılının ocak ayında başlattık. Müsilaj sorununun ortaya çıktığı ilk andan itibaren ise hocalarımızla istişare ederek, geçmişte yaptığımız çalışmaların ışığında atacağımız adımları belirledik. Bu çerçevede Marmara Belediyeler Birliğimizle, siz kıymetli hocalarımızla, valilerimizle, belediye başkanlarımızla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili tüm bakanlıklarımızla, STK’larımızla, özel sektörümüzle çok kapsamlı bir çalışma başlattık” diye konuştu.

“Bir daha müsilaj gibi bir sorunla karşı karşıya kalmayacağız”

Haziran ayında 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandığını hatırlatan Bakan Kurum, “Kısa, orta ve uzun vadede eylemlerimizi belirledik. Geçen ay yaptığımız Koordinasyon Kurulu toplantımızda da bu kısa, orta ve uzun vadeli faaliyetlerimizi içeren Bütünleşik Stratejik Planımızı 18 stratejik hedef, 43 ana faaliyet, 132 alt faaliyetle ortaya koyduk. Stratejik planımızı 168 kurum temsilcimizle, 300’den fazla katılımcıyla çalıştay ve toplantılar düzenleyerek hazırladık. Stratejik planımızın hayata geçirilmesi hususunda adımlarımızı hızlı bir şekilde sahada atıyoruz. İnşallah yapacağımız tüm çalışmaları 3 yılda tamamlayacak, Marmara’da bir daha müsilaj gibi bir sorunla karşı karşıya kalmayacağız” dedi.

Müsilajın sebebinin iklim değişikliği ve çevresel faktörler olduğunu belirten Kurum, “En öncelikli görevimiz, kirlilik kaynaklarını ortadan kaldırmaktır. Bu kapsamda denetimlerimizden izleme faaliyetlerimize, noktasal kaynaklı kirliliğin tespitinden kirlilik yüklerine karşı alınacak tedbirlere kadar Marmara Denizi’mizi korumak için yürüttüğümüz çalışmalarımız devam ediyor. Yine yapay sulak alanların yapılmasından iyi tarım uygulamalarının teşvik edilmesine, arıtılan atıksuların yeniden kullanımından atıksu arıtma tesislerinin kamu-özel sektör iş birliğiyle yapılmasına, sıfır atık uygulamalarının yaygınlaştırılmasına kadar birçok başlıkta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak da yürüttüğümüz bilimsel çalışmalar neticesinde Marmara Denizi’mizi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan ettik. Böylece Marmara Denizi’nin ekosistemini, deniz canlılarımızı koruma altına almaya yönelik çok önemli bir kararı hayata geçirmiş olduk” ifadelerini kullandı.

“Marmara Bölgesi’ndeki 70 OSB’nin tamamında incelemelerimizi, denetimlerimizi yaptık”

Marmara Denizi havzasının sanayi faaliyetleri bakımından Türkiye’nin en gelişmiş bölgesi olduğuna dikkat çeken Bakan Kurum, şöyle devam etti:

“Şu an itibarıyla Marmara Denizi havzasındaki 7 ilde bulunan 70 organize sanayi bölgesinden 44’ünün atıksuları doğrudan ya da dolaylı olarak Marmara Denizi’ne ulaşıyor. Bu nedenle de Marmara Denizi endüstriyel tesislerden kaynaklanan ciddi bir kirlilik baskısı altındadır. Marmara Bölgesi’nde atıksularını belediye kanalizasyonuna deşarj eden münferit sanayi ve organize sanayi bölgelerinden çıkan endüstriyel nitelikli atıksuların belediye kanallarına bağlantı standartlarına bir kısıtlama getiriyoruz. Büyükşehir belediyeleri kanalizasyona deşarj yönetmeliklerini en kısa zamanda revize edecekler. Böylece Marmara Denizi’ne ulaşan endüstriyel atıksu kaynaklı kirlilik yükü azalmış olacak. Bunun yanı sıra, alıcı ortama deşarj eden organize sanayi bölgelerine ileri arıtma tesisi yapma zorunluluğu getirdik. Marmara Bölgesi’ndeki 70 OSB’nin tamamında incelemelerimizi, denetimlerimizi yaptık. Yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde 13 organize sanayi bölgesine ait 14 atıksu arıtma tesisinde dönüşüm yapılması gerektiğini tespit ettik. Bu OSB’lerden 4’ü için yeni atıksu arıtma tesisi yapılması, 2 OSB’nin atıksu arıtma tesisinde kapasite artışı yapılması, 8 OSB’nin atıksu arıtma tesisinde ise bakım onarım ve revizyon yapılması gerekmektedir. Organize sanayi bölgelerinin yönetimleri, atıksu arıtma tesislerinin dönüştürülmesine dair iş termin planlarını hazırladılar ve Bakanlığımıza sundular. Biz de Bakanlık olarak, OSB’lerin yürüttükleri çalışmaları titizlikle takip ediyoruz.”

“Şehirlerdeki karbon gazı üretim miktarı azalacak”

Yeşil kalkınma devriminin gerektiği yapısal dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiğini ve bu konuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile tüm sanayi bölgelerinin sıfır atığa geçmesi yönünde ortak bir çalışma yürüttüklerini belirten Bakan Kurum, “Türkiye’nin ilk sıfır atık sanayi siteleri olan Konya’da 2 bin 690 dükkâna sahip motorlu sanayi sitesinin ve Samsun’da bin 526 iş yeri kapasiteli İlkadım Toybelen Sanayi Sitesi’nin temellerini attık. Tüm yeni sanayi alanlarımızda güneş panelleri yer alacak, atık getirme merkezi olacak. Arıtılmış atıksularını yeniden kullanan, kendi elektriğini üreten, atık yağını toplayan, yeşil etiket sahibi tesisler olacak. Şehirlerdeki karbon gazı üretim miktarı azalacak. İnsan sağlığı açısından sanayicilerimize daha sağlıklı, çevreye saygılı, iklim dostu bir çalışma ortamı sunmuş olacağız. Önümüzdeki süreçte sanayi tesislerinin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarına yönelik ilave tedbir ve teşvikleri de artıracağız. Bizim temel hedefimiz yeşil dönüşüm çerçevesinde tüm sanayi bölgelerimizi sıfır atığa uyumlu, yeşil kalkınma hedefimize uygun hale getirmektir. Ortak hedefimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla, organize sanayi bölgelerimizle, üniversitelerimizle, iş adamlarımızla tüm organize sanayi bölgelerini yeşil OSB’ye dönüştürmektir” dedi.