Ekonominin karışık dünyasında, sesini yükseltenlerin azaldığı bir dönemde, PTT Sen Denetleme Kurulu Başkanı Emin Kan, asgari ücret tartışmalarına net ve cesur bir duruş getiriyor. Bu görüşler, modern ekonominin belki de en önemli kırılma noktalarından birini temsil ediyor: Çalışanların refahı ve adalet talebi.
40 Bin TL: Ekonomik Refahın Yeni Eşiği
2024’ün Ocak ayında asgari ücretin 40 bin TL’nin altına düşmemesi gerektiğini savunan Kan, bu rakamı sadece bir hedef değil, çalışanların onurlu yaşam talebinin bir simgesi olarak görüyor. Enflasyonun sokaktaki insanın cebine vurduğu darbeyi düşünürsek, bu çağrı kulağa hiç de abartılı gelmiyor. Geçen yılların dalgalı ekonomik grafikleri ve sürekli artan yaşam maliyetleri, bu yeni eşik için gerekli zemini zaten hazırlamış durumda.
Kırsal ve Kentsel Ücret Ayrımı: Tehlikeli Bir Oyun
Kan, “kırsal bölgede ve şehirde yaşayanlar farklı ücret almalı” görüşüne kesin bir dille karşı çıkıyor. Bu yaklaşım, ekonomik eşitsizliği daha da derinleştiren bir çukura dönüşebilir. Büyük şehirlere göç, kırsal üretimi baltalar, şehirleri ise patlayacak bir ekonomik balona dönüştürür. Emin Kan, bu olası senaryonun bir felaket reçetesi olduğunun altını çiziyor. Adil olan, ülkenin her köşesindeki çalışanların emeklerinin aynı değerle ödüllendirilmesidir. Her yerde, her koşulda, aynı yaşam mücadelesi veren insanlara farklı ölçülerle yaklaşmak, sosyal adaletin zedelenmesidir.
Bağımsızlık ve Ulusal İrade: Asgari Ücretin Gerçek Sahipleri
IMF, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ya da Merkez Bankası... Bunlar ekonomik düzenin büyük oyuncuları olabilir, ancak Emin Kan’ın gözünde asgari ücret gibi hayati bir konuda belirleyici olmaları doğru değil. Kan’ın dediği gibi, bu süreç, sokakta ter döken işçinin iradesine ve yaşam mücadelesine teslim edilmelidir. Bir ülkenin ekonomik geleceği, o ülkenin insanlarının hak ettiği refah seviyesiyle ölçülür; finansal kuruluşların hedefleriyle değil.
Hedef Enflasyon Değil, Gerçek Enflasyon
“Hedef enflasyon” terimi, kulağa hoş gelen ama gerçekte nadiren tutan bir hedef gibi. Emin Kan, bu yapay yaklaşımları reddederek, “gerçek enflasyon oranları üzerinden zam yapılmalı” diyor. Piyasa gerçekleri, masada hesaplanan teorik rakamları çoktan geçip gitti. Sokakta, markette, faturada hissedilen enflasyon; işçinin ve emekçinin yaşam mücadelesini belirler. Hedef enflasyon üzerinden yapılan zamlar ise bu mücadelenin gerisinde kalır.
Emin Kan’ın Mesajı: Umut ve Direnç
Asgari ücret, sadece bir rakam değil; bir halkın ekonomik özgürlüğünün simgesidir. Emin Kan’ın cesur duruşu, bu ülkenin çalışanlarının hak ettiği değeri bulana kadar sürecek mücadelenin bir yansımasıdır. Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde yapılacak her hata, adalet terazisinde yeni bir ağırlık olur ve bu teraziyi dengede tutmanın yolu, gerçeğe dayalı, çalışan odaklı bir yaklaşımdan geçer.
Emin Kan’ın dediği gibi: “İnadına adalet, inadına eşitlik.” Ekonomik mücadelenin kalbinde duran bu sözler, her çalışanın hakkı olan yaşam kalitesini ve onuru hatırlatır.