Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, tedarikçilerin sevkiyat planlarına uyması halinde Türkiye’nin bu sene doğalgazda ve elektrikte arz sıkıntısı yaşamadan kışı atlatacağını söyledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bir medya grubunun düzenlediği Türkiye 2023 Zirvesi’ne katıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un konuşmacı olarak katıldığı zirveye Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Türkiye Kalkınma Fonu Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öztop da katıldı. Gazeteci Okan Müderrisoğlu’nun sorularını yanıtlamak üzere bakanlık binasından video konferansla programa bağlanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Kimsenin beklemediği bir durumla karşı karşıyayız. Nedir bu beklenmeyen durum? Hızlı bir küresel toparlanma akabinde hem enerji ürünlerine olan talebi hem de hammadde piyasalarına olan talebi arttırdı. Bunların üretimini yapan piyasalar da ani artış talebini karşılayamadığı için de fiyatlarda ciddi sıçramalar oldu. Geçtiğimiz yıla bakacak olursak petrol fiyatlarının 40 doların altına indiği dönemleri yaşadık. Doğal gaz fiyatları spot piyasalarda bin metreküp için 100-150 dolarları gördü. Kömür fiyatları yine 40-45 dolarlardaydı. Bu üç ürünün bugün geldiği noktaya baktığımızda arada ciddi bir uçurum var. Petrol fiyatları 80 doları geçti. Doğal gaz fiyatlarında Avrupa’ya baktığımızda bin metreküpü bin doların üzerine çıktı. Bunun anlamı şu; bir metreküpü için bir dolar bedel ödüyorsunuz. Bugünkü rakamlarla yaklaşık 10 liradan bahsediyorum. Kömürde anormal fiyat sıçramaları oldu. 40-50 dolarlık fiyatlarda ton başına 250-270 dolarları gördü. Doğal olarak bu tüm ülkelerde ciddi bir sıkıntı oluşturdu. Bir yandan enerji ürünleri sadece sanayinin değil, insanların günlük yaşamına o kadar girmiş ki elektriksiz, doğal gazsız bir hayatı düşünmemiz mümkün değil. Bunlarda kısıntıya gitmemiz de söz konusu değil. Bu fiyat artışları da faturalara kadar yansıdı. Ama burada altını çizmem gereken husus şu; bu fiyat artışlarını özellikle Türkiye açısından bakıldığında konutlara en az yansıtan ülkelerden birisiyiz. Yıllık ortalamaya baktığımızda faturanın yarısını artık hükümetimiz hazineden karşılar hale geldi” dedi.

“Son birkaç yıldır pandemi şartlarının toplumun üzerindeki ekonomik etkilerini azaltabilmek için hükümetimiz ciddi destekler verdi”

Adı Kara Kış Fonu olmasa da esasında kaynağın fonlanarak yansıtıldığını dile getiren Bakan Dönmez, “Belki daha iyi anlaşılması için şöyle mi demek gerekirdi, ‘Faturanızda şu anda elektriğe 150 lira ödediniz ama bir bu kadarlık kısmını da devlet kendi bütçesinden karşıladı.’ Doğal gazda da aynı şey söz konusu. Akaryakıta gelince ham petrol fiyatlarındaki artış yılbaşından bu zamana yüzde 117 oldu. Ama bunun çok az bir kısmını yansıttık. Yüzde 18-20’ler seviyesinde. Orada da Eşel Mobil Uygulaması’ndan kaynaklanan 50-60 milyar lira arasında ÖTV vergisini hazinemiz almamış oldu. Bununla alakalı birçok alanda hükümetimizin destekleri devam ediyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl pandemi dolayısıyla işine gidemeyen insanlarımız, dükkanı açmayan esnaflarımız başta olmak üzere ciddi destekler verdik. Son birkaç yıldır pandemi şartlarının toplumun üzerindeki ekonomik etkilerini azaltabilmek için hükümetimiz ciddi destekler verdi. Bu desteklerin bir kısmı pandemi sonrası kaldırıldı ama zaten insanlar işine gücüne gitti” diye konuştu.

“Bu sene belki 10 milyar metreküp daha fazla doğal gaz kullanacağız”

Türkiye’nin bu yılı çift haneli bir büyümeyle kapatma ihtimali olduğunu belirten Bakan Dönmez, “Bunu her haliyle görüyoruz. Nerede görüyoruz? Mesela elektrikte tüketim artışı yaklaşık yüzde 8-9 seviyelerinde devam ediyor. Doğal gaza baktığımızda bu oran yüzde 20-22 bandında devam ediyor. Bu da şu demek; bu sene belki 10 milyar metreküp daha fazla doğal gaz kullanacağız” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin teknik altyapısının çok güçlü olmasının yanı sıra özellikle son yıllarda Türkiye’ye giriş noktalarının ve giriş kapasitelerinin artırılması ile ciddi bir kapasiteye ulaşıldığını belirten Bakan Dönmez, “Kaynaklarımızı çeşitlendirmiş olduk. Onun rahatlığı içerisindeyiz. Azerbaycan ile biten bir kontratımız vardı mart sonu itibarıyla. Onu görüştük, konuştuk ve yeni bir kontrat yapıldı. Benzer şekilde Rusya ve Gazprom ile bu yıl sonunda bitecek bazı kontratlar vardı. Orada da büyük oranda bir mutabakat sağlandı. Önümüzdeki yılın başından itibaren inşallah o kontratlar artan talebi karşılamak üzere hizmet edecek” diye konuştu.

“Tedarikçiler sevkiyat planlarına uyarsa Türkiye arz sıkıntısı yaşamadan kışı atlatacak”

Bakan Dönmez, tedarikçilerin sevkiyat planlarına uyması halinde bu sene doğalgazda ve elektrikte arz sıkıntısı yaşanmadan Türkiye’nin kışı atlatacağını söyledi.

Sakarya gaz sahasındaki gazın üretilebilir, işletmeye alınabilir noktaya gelmesi için yürüttükleri çalışmalara değinen Bakan Dönmez, şunları kaydetti:

“Türkiye’de aramanın eksikliğinden kaynaklı yetersiz rezerv ile karşı karşıyaydık. ‘Arayanlar bulur, bulanlar sadece arayanlardır’ ilkesi çerçevesinde yılmadan gerek Akdeniz’de gerekse Karadeniz’de aramalarımıza hız verdik. Bu kapsamda da üç tane derin deniz sondaj gemisi filomuza dahil edildi. İki tane sismik araştırma gemimiz var. Onlar karış karış denizlerimizde hidrokarbon kaynaklarını arıyor. Hamdolsun geçtiğimiz yıl yaptığımız aramaların ilk neticesini aldık. Sakarya gaz sahasında yaklaşık 540 milyar metreküplük bir doğal gaz keşfini gerçekleştirmiş olduk. Bu sahadaki tespit kuyularına ağırlık veriyoruz. Şu anda biz orada yaklaşık yedinci kuyuyu açıyoruz. Şu anda Türkali-6 kuyusunda sondajlarımız devam ediyor. Hedefimiz 2023’ün ilk yarısında bu gazı vatandaşlarımızla buluşturmak. Dün Cumhurbaşkanımız, ‘Çok güzel bir müjde vereceğim’ dedi. Bu sadece devletin kasasına değil vatandaşımızın kasasına da doğrudan yansıyacak bir durum olacak. Bu fiyat artışları ve arz tarafındaki kısıtları da kendi kaynaklarımızı ürettikçe, buldukça daha da rahat yönetebilir hale geleceğiz. O açıdan yılmadan, yorulmadan ve aşkla bu aramalara devam ediyoruz.”

“Hamdolsun karadaki petrol üretimimizi 60 bin varil seviyelerine çıkarmış olduk”

Karada hem petrol hem de doğal gaz arama çalışmalarının devam ettiğine dikkati çeken Bakan Dönmez, “Hem Güneydoğu’da hem Trakya’da hem petrol hem de doğal gaz aramalarına ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. 3-4 yıl öncesine gittiğimizde Türkiye Petrolleri’nin karadaki üretimleri günlük 40-45 bin varil civarındaydı. Hamdolsun orada da yeni keşifler ile 60 bin varil seviyesine çıkarmış olduk. Orada da çalışmalarımıza devam etmek, hatta artırmak arzusundayız. Güneydoğu’dan özellikle sevindirici haberler geliyor. Türkiye’de özellikle karadaki petrol üretimlerimizde kuyubaşı üretimlerimizin seviyesi komşu ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşüktü. Son açtığımız kuyularda bin varilin üzerinde üretim yapan kuyularımız var. Türkiye’de ortalama kuyubaşına üretim seviyesinin 50-60 varil olduğu düşünüldüğünde son zamanda açtığımız üretim kuyularında 500, bin, hatta 2 bin varil üretim seviyelerine ulaşmamız bizim açımızdan da son derece önemli oldu” dedi.

“Kurulu güçte yüz bin megavat sınırına doğru hızla ilerliyoruz”

Bakan Dönmez, şu an itibarıyla bakıldığında kurulu gücün yüzde 52’sini yenilebilir enerji kaynaklarının oluşturduğunu belirterek, “Artık toplam kurulu gücümüz 99 bin megavat civarında. Yüz bin megavat sınırına doğru hızla ilerliyoruz. Yüzde 52’lik yenilebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu güç birçok ülkeden daha iyi seviyede olduğumuzu gösteren önemli bir rakamdır” diye konuştu.

Türkiye’nin Avrupa’daki yenilenebilir enerji sıralamasında kaçıncı olduğu sorusuna yanıt veren Bakan Dönmez, “Avrupa’da yenilebilir enerji kaynaklarının kurulu gücü cinsinden baktığımızda beşinci sıradayız. Dünyada ise 12’nci sıradayız. Biraz önce Bakanımız Murat Kurum da Yeşil Kalkınma Hamlesi adını verdiğimiz bu program içerisinde yenilebilir enerji kaynaklarının önemi birkaç kat daha artmış olacak. Bu kapsamda da durmadan yolumuza devam etmek istiyoruz. Özellikle YEKA modeli ile önemli başarılar elde ettik. Şu ana kadar 4 bin megavat YEKA ihalesini gerçekleştirdik. Bunlar içerisinde hem rüzgar santrallerimiz hem de güneş santrallerimiz var” değerlendirmesini yaptı.

“Belki EPİAŞ’ın aynı platformunu kullanmak suretiyle karbon piyasasına ilişkin karbon sertifikalarının alınıp satıldığı bir platform oluşabilir”

Karbon piyasasına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı çalışanlarının görüşmelerinin devam ettiğini belirten Bakan Dönmez, “Genel anlamda modele ilişkin bir mutabakat sağlanmış oldu. Belki EPİAŞ’ın aynı platformunu kullanmak suretiyle karbon piyasasına ilişkin karbon sertifikalarının alınıp satıldığı bir platform oluşabilir. Nitekim geçtiğimiz haziran ayında YEK-G dediğimiz Yenilebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi Piyasası’nı da açmış olduk. Bunun anlamı şu; bir sanayicimiz YEK-G belgesini aldığında, ‘Bakın, bu ürünümü yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik ve enerji tüketerek ürettim’ dediğinde karbonda ekstra bir vergi ile karşılaşmamış olacak” diye konuştu.

“Birçok alanda her kurum 2053’te net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için çalışmalarını yürütüyor”

Yeşil Kalkınma devriminin çok boyutlu bir konu olduğunu söyleyen Bakan Dönmez, “7’den 70’e herkesi ilgilendiriyor. Enerjide en önemli aktörlerden birisi. Şu anda emisyonların önemli bir kısmının enerji sektöründen kaynaklandığını biliyor ve tespit ediyoruz. Ulaştırma da aynı şekilde. Araçların saldığı emisyonlar açısından baktığımız ciddi bir emisyon var. Enerji ve tarım sektörü de var. Birçok alanda her kurum 2053’te net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için planlarını gözden geçiriyor, çalışmalarını yürütüyorlar. Biz de bu kapsamda çalışmalarımızı yürütüyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Enerji yoğunluğunu ne kadar iyileştirirsek işletmelerin ekonomisine o kadar olumlu yansımış olacak”

Enerji verimliliğinin önemli ve gizli bir kaynak olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, “Ürettiğiniz ürün veya hizmeti daha az enerji kullanarak üretmek. Buna biz enerji yoğunluğu diyoruz. Enerji yoğunluğunu ne kadar iyileştirirsek hem bu işletmelerin ekonomisine olumlu yansımış olacak hem de çevre emisyonları açısından daha az enerji kaynağı tükettiğimiz için emisyonların azalımına da ciddi bir katkı sağlamış olacak. Bu kapsamda bizim son üç yıldır takip ettiğimiz yapılan yatırımlarla ilgili rakamları paylaşmakta fayda var. Yaklaşık 5 milyar dolara yakın bir yatırım yapmışız. Bu dönem içerisinde de 1.11 milyar dolarlık bir tasarruf var. Bunun eş değer petrol miktarına baktığımızda yıllık 3.2 milyon ton. Bu alanda yaptığımız yatırım sadece yatırım yılı itibarıyla geri dönmüyor. Yıllar itibarıyla her yıl hem emisyonların azaltımına katkı sağlamış oluyorsunuz hem de işletmelerinizin ekonomisine de verimlilik olarak yansımış oluyor” dedi.

“2021 yılı içerisinde eylül ayı sonu itibarıyla baktığımızda yaklaşık 339 projeye 46,4 milyon liralık bir destek vermişiz”

Enerji verimliliği konusunda birkaç konunun altını çizmek istediğini dile getiren Bakan Dönmez, “Tüm dünya bu enerji verimliliğini ciddi bir kaynak olarak görüyor. Bu alanda destek ve teşvikler var. Biz de bakanlık olarak şu anda sanayide enerji verimliliğini artırıcı projelerimize ciddi destek veriyoruz. 2021 yılı içerisinde eylül ayı sonu itibarıyla baktığımızda yaklaşık 339 projeye 46,4 milyon liralık bir destek vermişiz. Bu projeler sayesinde de 135 milyon liralık bir tasarruf sağlandı” diye konuştu.