Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, “Yükseköğretim Kurulunun yeni vizyonuna göre üniversitelerin istihdama sağlayacağı katkı, başkanlığımızın izleyeceği önemli performans kriterlerinden birisi olacaktır. Ulusal ve uluslararası iş gücü piyasasını takip eden ve kendi mezunlarının istihdamını izleyen bir üniversite yönetimi anlayışının hakim kılmasını önceleyeceğimizi ifade etmek isterim” dedi.

Yükseköğretim Kurulu tarafından genç istihdam oranının artırılması ve yeni dönemde yükseköğretimde mesleki eğitimin yol haritasının belirlenmesi amacıyla YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve birçok sektör temsilcisinin katılımıyla Yükseköğretimde Mesleki Eğitim Çalıştayı düzenlendi. YÖK Konferans Salonu’nda gerçekleşen çalıştaya öğretim elemanları, yöneticiler, sektör temsilcileri, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, sanayi ve ticaret odası temsilcileri ile paydaş diğer kamu kurumlarının temsilcileri katıldı. Çalıştayda konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, “Mesleki eğitim yer, içerik ve eğiticilerden bağımsız olarak bireylere mesleğe özgü bilgi ve uygulama becerileri kazandıran nitelikli eğitim olarak tanımlanmaktadır. Dünyanın çoğu ülkesinde mesleki eğitim, genel akademik eğitimin gölgesinde kalmaktadır. Ancak son yıllarda kaliteli mesleki eğitimin refaha ve kalkınmaya katkısı fark edildiğinden tüm dünyada mesleki eğitime yönelik özel politikalar geliştirmeye başlanmıştır. Ayrıca küresel ekonomik krizlerden sonra yaşanan istihdam sorununa çözüm getirmek için mesleki eğitime daha çok önem verilmeye başlandığı görülmektedir. Özellikle Covid-19 salgını ile yaşanan küresel krizin seyri ve süresi ile ilgili yaşanan belirsizlik, mesleki eğitimin önümüzdeki dönemde daha da önemli bir rol oynayacağını ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.

“2025 yılına kadar dünyada dijital dönüşüm nedeniyle 85 milyon işin yok olabileceği ve aynı zamanda yeni çalışma hayatına daha uyumlu 97 milyon yeni işin ortaya çıkacağı öngörülmektedir”

Covid-19 salgını öncesinde Endüstri 4.0 devriminin oluşturduğu ‘dijital ekonomi’ ile birlikte tüm dünyada ‘teknolojik işsizlik’ dalgasının başlayacağının öngörüldüğünü hatırlatan Özvar, “Ancak Covid-19 salgını hayatın tüm alanında olduğu gibi çalışma hayatında dijitalleşmeyi daha önce hiç olmadığı kadar hızlandırmış ve söz konusu beklentilerin gerçekleşme olasılığını öne çekmiştir. Salgın ile birlikte dünya ekonomisinde yaşanan hızlı dijital dönüşümden olumsuz yönde etkilenmemek için ülkelerin dijital becerilere sahip nitelikli insan gücüne sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla Covid-19 salgını endüstri ve iş dünyasının beceri ihtiyaçlarını değiştirmekte ve mevcut işleri de dönüştürmektedir. 2025 yılına kadar dünyada dijital dönüşüm nedeniyle 85 milyon işin yok olabileceği ve aynı zamanda yeni çalışma hayatına daha uyumlu 97 milyon yeni işin ortaya çıkacağı öngörülmektedir” şeklinde konuştu.

“Yükseköğretim Kurulu olarak yeni dönemde bu oranın artırılması temel hedeflerimizden birisi olacaktır”

Mesleki eğitimde geleceğin mesleklerinin ve yeni mesleki eğitim modellerinin belirlenmesi, esnek meslek profillerinin oluşturulması ve bu yönde öğrencilere gerekli becerilerin kazandırılmasına yönelik stratejik çalışmaların ivedilikle hayata geçirilmek zorunda olduğunu vurgulayan Özvar, “Ülkemizde de beceri odaklı nitelikli insan gücü profiline daha fazla ihtiyaç duyulmasına rağmen, yükseköğretim kurumlarının bu ihtiyacı yeterince karşılayıp karşılayamadığı daima tartışma konusu olmuştur. Ulusal ve uluslararası veriler analiz edildiğinde eğitim kademesi ile istihdam arasında doğrusal ilişki olduğu anlaşılmaktadır. OECD’nin 2020 yılı verilerine göre 25-64 yaş aralığındaki üniversite mezunlarının istihdam oranının OECD ortalaması yüzde 84 iken Türkiye için bu oran yüzde 74 olarak gerçekleşmiştir. Bütün taraflarla birlikte Yükseköğretim Kurulu olarak yeni dönemde bu oranının artırılması temel hedeflerimizden birisi olacaktır” diye konuştu.

Özvar, “Yükseköğretim Kurulunun yeni vizyonuna göre, üniversitelerin istihdama sağlayacağı katkı, başkanlığımızın izleyeceği önemli performans kriterlerinden birisi olacaktır. Ulusal ve uluslararası iş gücü piyasasını takip eden ve kendi mezunlarının istihdamını izleyen bir üniversite yönetimi anlayışının hâkim kılmasını önceleyeceğimizi ifade etmek isterim” açıklamasında bulundu.

“İş gücünün yetiştirilmesi için yükseköğretim programlarında güncelleme yapılacaktır”

Mesleki eğitimde girdi kalitesini artırmaya yönelik atılan önemli adımlardan birinin de meslek yüksekokullarındaki programlara sınavsız geçişin kaldırılması olduğuna dikkat çeken Özvar, şunları kaydetti:

“Yeni dönemde yükseköğretim kademesindeki mesleki eğitim öğrencilerinin ve mezunlarının niteliğinin artırılmasının yanı sıra üniversitelerde eğiticilerin de niteliğinin artırılması öncelikli hedeflerimizden biridir. Beceri eğitimine dayalı mesleki eğitim için öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısını yüksek görmekteyiz ve yeni dönemde bu sayıyı düşürmeyi hedeflemekteyiz. Ülkemizde Covid-19 salgını ile birlikte ekonomide ve iş gücü piyasasında yaşanan dönüşümlere ve On Birinci Kalkınma Planında belirtilen meslek profiline uygun iş gücünün yetiştirilmesi için yükseköğretim programlarında güncelleme yapılacaktır. Bu bakımdan mesleki eğitimde müfredatın güncellenmesi, her mesleğe ait becerilerin seviyelere göre belirlenmesi, yetkinliklerin tanımlanması ve geleceğin mesleklerine yönelik becerilerin öğrencilere kazandırılması öncelikli hedeflerimizden olacaktır.”

“Üniversite-sanayi iş birliğinin artırılmasını ve güçlendirilmesini gerekli görmekteyiz”

Uygulamalı eğitimleri artırmak ve üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmek istediklerinin altını çizen Özvar, “Uygulamalı eğitimlerin geleceğin meslek mensuplarının mesleki becerilerinin gelişmesine önemli katkılar sağlayacağı bilinmektedir. 11. Kalkınma Planı başta olmak üzere birçok üst politika belgesinde uygulamalı eğitimlerin önemi vurgulanarak yükseköğretimdeki uygulamalı eğitimlerin ağırlığının artırılması için amaç, hedef, strateji veya göstergeler açıklanmıştır. Yükseköğretim sistemimizi bu amaç, hedef, stratejilerle uyumlu hale getireceğiz. Bütün kurumlarımızdan da bu kapsamda adımlar atmasını bekleyeceğiz. Bu kapsamda üniversite-sanayi iş birliğinin artırılmasını ve güçlendirilmesini gerekli görmekteyiz” dedi.

Mesleki eğitimde yetişen insan kaynağı profilinin daha fazla sanayi ve iş dünyası odaklı olması gerektiğine vurgu yapan Özvar, “YÖK’ün yeni döneminde üniversite-sanayi iş birliği modellerinin geliştirilmesi de ayrı bir konu başlığı olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, üniversitelerin bazı bölümlerinin, sanayinin belirli yerlerinde konumlandırıldığı yeni modeller gündeme getirilecektir. Bu sebeple yapılan bu çalıştayın yeni dönemde öncelikle üniversite ve iş dünyası ilişkilerine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.